Abdullah
Öcalan 15 Şubat 1999 tarihinde saat
19.35'te Kenya-Nairobi'de yakalandı. Yaklaşık dört ay süren kaçma kovalama
CIA'nın devreye girmesiyle son buldu, 16 Şubat
1999 sabah saat 3 sularında da Abdullah Öcalan Türkiye topraklarına
giriş yaptı. Bu sayıda da Apo'nun yakalanış anının haritasını Uranyen Astroloji
teknikleriyle açıklamaya çalışacağız.
Uranyen Astroloji'de bir
haritayı yorumlamaya Koç Noktasından başlarız. Koç Noktası ilkbahar ekinoks
noktasıdır. Tropikal zodyakı başlatan 0 derece Koç Noktası ilgili kişi, olay ve
durumun toplumla arasındaki ilişkisini açıklamaktadır. Aşağıda Abdullah
Öcalan'ın yakalanış anının dial haritasını ve Koç Noktasına denk gelen orta
noktalarını görüyorsunuz. (Hamburg Okulu orta noktalarda 3.50 orb
kullanmaktadır. Biz de bu orbu kullanmayı tercih ettik.)
Güneş
Güneş orta noktalarının fazlalığından Abdullah Öcalan'ın yakalanışında ülkemizin liderlerinin, yine ülkemizdeki erkek nüfusun, halkın genel motivasyonunun hatta kahramanların ön plana çıktığını görüyoruz. Peki nasıl?
Güneş orta noktalarının fazlalığından Abdullah Öcalan'ın yakalanışında ülkemizin liderlerinin, yine ülkemizdeki erkek nüfusun, halkın genel motivasyonunun hatta kahramanların ön plana çıktığını görüyoruz. Peki nasıl?
·
Koç
Noktası=Güneş/Mars
Bu orta noktada Mars'ın temsil ettiği
orduya, güvenlik güçlerine, teröre odaklanıldığını görüyoruz. O süreçte gerek
orduda gerek liderlerde gerek halkta öfke, gerilim ve agresyonu görmek mümkün. Yine Mars etkisiyle harekete-eyleme geçilmiş
ve enerji bu konulara kanalize edilmiş.
Sürecin bitiminde asker ve ülkenin liderleri kamuoyunda kahraman gibi
algılanmıştır. Bunun sonucu olarak 18 Nisan 1999 seçimlerinde en yüksek oy
yüzdesini Bülent Ecevit'in başkanı olduğu DSP almıştır.
·
Koç
Noktası=Güneş/Poseidon
Liderlerin ve halkın genel motivasyonu
yani Abdullah Öcalan'ı yakalamak artık bir vizyon, hayal ve ideal halini
almıştır. Ve bu ikisinin Koç Noktasına orta nokta oluşturmasıyla birlikte bunun
hayalin gerçekleştiğini söylemek çok yanlış olmaz. Poseidon'un burada aydınlığı
temsil etmesi pek manidardır, zira Son Darbe:28 Şubat belgeselinde Abdullah
Öcalan'ın yakalanma süreci anlatılmaktadır ve bir ara Apo'nun izi kaybedilir.
Bu durum için Mehmet Ali Birand: "Türkiye karanlıkta kalmıştı." der.
Artık Apo bulunmuştur, Türkiye karanlıkta değildir.
·
Koç
Noktası=Güneş/Satürn
Abdullah Öcalan bir
türlü yakalanamadıkça ülkemizin
politik liderlerinin bu konuda hırs yaptığını ve halkın genel motivasyonunun
gittikçe baskılandığını görüyoruz. Güneş, halkın hangi alanlarda hassas
olduğunu da bize anlatır. Satürn politik örgütler ve grupları temsil ettiği
için halk bölücü terör örgütü PKK ve onun kurucularından olan Abdullah Öcalan
konusunda epeyce hassaslasmış durumda. Ayrıca hem Güneş hem Satürn otorite
figürü anlamına geldiği için ve Öcalan da bir grubun lideri olduğu için, bu
orta noktayı onun yalnız kalması, ona destek sözü verenlerin onu ülkelerine
kabul etmemesi ve gidecek bir yeri olmaması olarak yorumlayabiliriz.
Ay
Ay; halkı, halkın hangi konulara
odaklandığını, halkın istek ve ihtiyaçlarını, genel olarak da anne figürünü,
ülkenin kadınlarını açıklamaktadır.
·
Koç
Noktası=Ay/Mars
Burada da gerilim-terör-agresyon
vurgusunu görüyoruz. Doğal olarak kaçma-kovalama sürecinde kamuoyundaki gerilim
ve Apo'nun yakalanması ihtiyacı bilhassa Abdullah Öcalan'ın İtalya'da bulunduğu
sürecinde had safhaya ulaşmıştır. O
dönem şehit anneleri Edirnekapı Şehitliği'nde toplanmıştır ve yine ilgili
belgeselde bir şehit annesinin "Onu bize verin gerekirse İtalya'ya
gideriz." açıklamasında bulunduğunu görüyoruz.
·
Koç
Noktası=Ay/Admetos
Admetos,
Ayvari özelliklere sahip bir transneptünyen olduğu için burada yoğunlaşmış Ay
enerjisinden bahsedebiliriz. Ay/Mars orta noktasını destekler nitelikte,
halkın, özellikle şehit annelerinin evlat acısını çok iyi anlatan bir pozisyon.
·
Koç
Noktası=Ay/Poseidon
Poseidon’un aydınlatan enerjisi de işin içine girince,
Öcalan’ın yakalanma süreciyle beraber, halkın Türkiye’ye kim dost kim düşman
konusunda aydınlandığını düşünüyoruz.
Vulkanus
Vulkanus,
bir haritada enerjinin en kuvvetli işlendiği yeri ve otorite kavramını temsil
etmektedir. Genel olarak Vulkanus vurgusundan yakalanma süreci için çok
uğraşıldığını söylemek mümkün. Peki bu haritada bilhassa hangi konularda daha
çok enerji sarf edilmiş?
·
Koç
Noktası=Pluto/Vulkanus
İlginçtir
ki bir Plutonik örgütün başını yakalamak için -ki Pluto bir sisteme karşı
çıkmak için kurulan illegal örgütleri, gizli polisleri, derin devleti temsil
eder.- yine Plutonik bir örgüt olan CIA devreye girmiş ve ülkemizle bir anlaşma
yapmıştır.
·
Koç
Noktası=Mc/Vulkanus
Mc, Uranyen Astrolojide önemli
noktalardan biridir. Kişinin, olayın "Ben" kimliğini ifade
etmektedir. Kara Kuvvetleri Komutanı
Atilla Ateş'in konuşmasıyla başlayan süreçte ülkemizin oldukça gözü
kara, korkusuz davrandığını söyleyebiliriz. Apo'nun saklandığı ülkelere yoğun
baskı uygulamışız ve böylelikle bu ülkelerde fazla uzun kalamamış. Hatta
İtalya'da bulunduğu dönem kaldığı villayı havaya uçurma girişiminde bile
bulunmuşuz. Hem ülke içinde hem de uluslararası arenadaki üslubumuz bu
yöndedir.
·
Koç
Noktası=Cupido/Vulkanus
Hem sosyal
gruplarla ne kadar uğraşıldığının hem de ne kadar fazla sosyal interaksiyonda
bulunulduğunun, hararetli geçen bir sürecin göstergesi. Cupido, Venüs ve
Jüpiter karakterindedir. Cupido’nun Venüsyen tarafını ele alırsak, Öcalan ikili
ilişkilerini kullanarak, Jüpiter semboliği olan yabancı ülkeler arasında
tabir-i caizse mekik dokudu.
·
Koç
Noktası=Hades/Vulkanus
Hades
kötülükle, kirli planlarla, bozulan koşullarla ilgilidir. Gerçekten de bu süreç
bu tarz olaylarla doluydu. MİT ve Türk askerinin ortaklaşa yaptığı Abdullah
Öcalan’ın kaldığı villayı havaya uçurma operasyonundan vazgeçilmesi, İtalya
Başbakanı D’Alema’nın Mesut Yılmaz’la görüşmek isteyip ardından vazgeçmesi,
Öcalan’a destek sözü veren tüm ülkelerin onu kabul etmemesi, Türkiye’deki idam
yasası üzerine konuşmalar Hades enerjisi taşımaktadır.
Poseidon
Poseidon; yüksek bilinci, aydınlanmayı, spiritüel
eğilimleri, özel insan tipolojisini, idealizmi, hayalleri ve vizyonu
anlatmaktadır. Abdullah Öcalan'ın
yakalanması konusunda toplumda büyük bir farkındalık yaratıldığını anlıyoruz.
(Tabii Vulkanus vurgusu bir nev'i Poseidon'u tetiklemiş ve konu sürekli
gündemde kalmış. Bu farkındalık durumu bana Münevver Karabulut Cinayeti'ni
anımsatıyor. Cem Garipoğlu da böylesi bir süreç sonunda teslim olmak zorunda
kalmıştı.-Neslihan)
·
Kad/Poseidon
Kuzey Ay
Düğümü toplulukları temsil eder. Öcalan, Nairobi’de yakalanmasının ardından
Türkiye’ye seçilmiş kişilerden oluşan bir ekip tarafından getirildi. Bu ekip
bir doktor, çok dil bilen bir çevirmen, yakın dövüş sanatlarında uzman üç MİT
görevlisi ve bir sorgulama uzmanından oluşuyordu. Yakalanma anı görüntülerinin
basında yer almasıyla, Öcalan’ın yakalanıp yakalanmadığıyla ilgili şüpheli
durumlar ortadan kalktı ve Poseidon enerjisi burayı da aydınlatmış oldu.
Merkür
Merkür, mundane olarak genel iletişim araçlarını, medyayı,
gazeteleri ve ülkedeki politikacıların
söylemlerini belirtmektedir.
·
Merkür/Satürn
Satürn, sistemlere müdahele etme gücü
olan otorite figürleri, iktidarı ve politik örgütleri temsil eder. Bu görünüm Türkiye ve Öcalan’ın 4 aylık
kaçma-kovalama sürecini, Türkiye’nin Öcalan’la görüşme, iletişim kurma
isteğinin Rusya, İtalya ve Yunanistan tarafından engellenmesini, bu dönemde ülkemizdeki
iktidarın ve politik örgütlerin konu ile ilgili yaptığı konuşmaları gösteriyor.
Aynı görünüm gazeteci Tayfun Talipoğlu’nun Abdullah Öcalan’la yaptığı röportajı
da aklımıza getirdi. Abdullah Öcalan İtalya’da İtalyan hükümeti tarafından
korunan bir villada kalırken Tayfun Talipoğlu kendisiyle -MİT’in de dinlediği-
bir röportaj yapmıştı ancak bu röportaj Sabah Gazetesi tarafından
yayımlanmamıştı.
·
Merkür/Apollon
Apollon etkisiyle burada bir başarı söz konusudur. Medya, istihbarat ve politikacılar bu süreçte
başarılı olmuşlardır ve Koç Noktası bağlantısı sonucunda bu başarı giderek
yayılmaktadır.
Diğer Noktalar
·
Venüs/Jüpiter
Olayın
içinde ne kadar fazla yabancı siyasetçi olduğunun göstergesi. ABD Başkanı Bill
Clinton, Suriye başkanı Hafız Esad, İtalya Başbakanı D’Alema, Yunanistan Dışişleri
Bakanı Theodoros Pangalos, Rus politikacı Vladimir Jirinovski, Rusya Dışişleri
Bakanı Igor Ivanov bu süreçte öne çıkan isimlerden oldu.
·
Venüs/Zeus
(Bu konumu gördüğümde Kerimcan Durmaz'a bağlayarak Başak'a
"Ne mana? Uçağın içinde şampanya mı patlatmışlar? Party Hard?" diye
sormuştum.-Neslihan)
Siyasetçileri, kadın-genç kızları, genç nüfusu,savaş ve
barışı temsil eden Venüs, arzuları doyurmayı, kontrollü eylemler yoluyla
üstünlük elde etmeyi temsil eden Zeus ile orta nokta oluşturmuştur. Bu konuma kadar aslında gerilimin yüksek
olduğunu sıkça vurguladık. Peki nasıl oldu da kan dökülmedi?
Çünkü ilişkilerimizde kontrolcüyüz ve aynı kontrol bize
de uygulanıyor. Zira işbirliği içinde olduğumuz ABD, CIA aracılığıyla bize bazı
şartlar sunuyor. Yolda Abdullah Öcalan'ın infazını yapmamamız ve yargılamanın
adil olması şartıyla "paket" bize teslim edilecektir. Kontrollü bir biçimde anlaşma yaparak
istediğimize ulaşıyoruz. Tabii uçağın içinde coşulmuyor ama ertesi gün halk
coşku içinde, yolda halaylar çekiliyor.
·
Mars/Kad
(Bir zamanlama bu kadar mı güzel olur? Olacak olan zamanı
gelince kendiliğinden oluyor zaten. Eleksiyona ne gerek var ki?-Neslihan) Evet.
Kad; ortak yazgıyı, yol ayrımlarını, bir dönemin bitip diğer dönemin başladığı
kritik yerleri ve zamanı bize açıklar. Hem ordumuz için, hem PKK için hem de
ülkemizin harcadığı enerji için oldukça önemli kadersel bir olay, an
gerçekleşmektedir. Abdullah Öcalan'ın yakalandığı an, onun için yolun, kaçışın
ve özgürlüğünün sonu.
·
Uranüs/Admetos
Bu konum da Mars/Kad konumunu destekler nitelikte. Çünkü
çizgi dışı, marjinal, toplumda korku-kaos yaratan ve kendince alternatif bir
sistemi savunan PKK/Abdullah Öcalan için ölüm/yıkım ve dönüşüm söz konusudur.
Admetos soyut somut anlamları barındıran bir transneptünyendir. Zira örgütün
yöneticisinin yakalanması, özgürlüğünün sonu hem kendisi hem de örgüt için
hayli yıkıcı/öldürücü bir darbedir. Tabii sürecin sonunda Abdullah Öcalan
ölmemiş, örgüt de dönüşüme uğramıştır.
·
Asc/Apollon
Asc kişinin/olayın dışarıdan nasıl göründüğünü ve
motivasyonlarını belirtir. Apollon'un devreye girmesiyle yakalanma olayı ülke
içinde ve dışında ülkemize itibar, prestij ve onur kazandırmıştır. Ülkemiz de
bu itibarı kuvvetlendirme eğiliminde olup, gerek ülkeye teslim gerek yargılama
sürecinde konuya son derece hassas yaklaşmıştır.
·
Jüpiter/Zeus
Yabancılar, yabancı ülkeler mundane
astrolojide Jüpiter ile temsil edilir. Zeus ise kontollü faaliyetler yoluyla
üstünlük elde etmek anlamına gelir ve Jüpiter’le yanyana geldiğinde etkisini
daha da bir arttırır. Abdullah Öcalan’ın yakalanma sürecine bakarsak Şam’dan
uzanıp Nairobi’de biten bir yolculuk görüyoruz. İşin içinde Suriye, Yunanistan,
Rusya, İtalya ve ABD var. Yalnızca ABD’nin bizim tarafımızda yer aldığını,
diğer tüm ülkelerin kontrollü eylemlerle Abdullah Öcalan’ı bizden kaçırdığını
biliyoruz.
·
Neptün/Chiron
Chiron, mundane astrolojide toplumsal ve
politik anlamda ayrılık içinde olan iki farklı grubu temsil eder. Abdullah
Öcalan’ın yakalanmasıyla beraber, toplum Türk-Kürt ayrılığının sona ermesi
gerektiği düşüncesini idealize etmiş görünüyor.
·
Neptün/Cupido
Orta noktası
da bu düşünceyi destekliyor. Cupido grupları, sosyal interaksiyonu temsil eder.
Artık iki ayrı grup arasındaki sınırların kalkması ideali yine ön plana
çıkıyor.
·
Satürn/Transpluto
Mundane astrolojide Satürn iktidarı ve
toplum düzenini kontrol eden sistemleri temsil eder. Burada gerçekten hem
iktidarın vermiş olduğu kararlar hem de sistem üzerinde büyük bir dönüşüm oldu.
Hatırlarsınız, Öcalan yakalandığı zamanlarda ülkemizde idam yasası hala
yürürlükteydi. Hatta İtalyan hükümetinin Öcalan’ı Türkiye’ye teslim etmemesinin
en büyük sebebi de ülkemizdeki idam yasasıydı. ABD, Türkiye’ye Öcalan’ın
yakalanma sürecinde yardım edeceğini söylediğinde bazı şartları vardı:
Öcalan’ın idam edilmemesini ve yolda herhangi bir kazaya uğramamasını
istiyorlardı. Türkiye bunu kabul ederek sistemsel dönüşümü de gerçekleştirmiş
oldu. Ayrıca buradaki Satürn’ü Öcalan’ın belli bir grup için otorite figürü
olması olarak kabul edersek, yönettiği grubun gücünü elinde bulunduran bir
otorite figüründen, bir tutsağa dönüşmesi olarak da yorumlayabiliriz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder